Kendini Tanıma Penceresi (Johari Penceresi)
Forumbook :: Eğlence :: Tuhaf Bilgiler
1 sayfadaki 1 sayfası
Kendini Tanıma Penceresi (Johari Penceresi)
<BLOCKQUOTE class="postcontent restore ">Birlikte yaşadığımız insanlara karşı tutumumuz onları anlamamıza bağlıdır. Alfred Adler
Bu pencereden, insanları daha iyi tanımak ve anlamak için gireceksiniz. Oysa insanları bütün yönleriyle tanımak kolay değildir.
İnsanları bütün yönleriyle anlamak mümkün müdür? Sorulması gereken asıl soru belki de şudur: İnsan kendisini bütün yönleriyle anlayabilir mi ki, başkalarını da anlayabilsin ?
Bir radyoyu en küçük parçalarına değin ayırıp analiz edebilirsiniz. Ya bir insanı? Onu parçalarına ayırıp da teferruatıyla anlayabilir misiniz?
İnsanın da mekanik varlıklar gibi tek, gözle görülür, bütün faaliyetleriyle müşahade edilir bir dünyası vardır, diyebilir misiniz? Basit insani bir akıl bile bu hükmü kabullenemez. Çünkü insan iki dünyadan, maddi ve manevi dünyalardan mürekkep nev’i şahsına münhasır bir varlıktır.
Bu iki dünya onun bütün davranışlarının çemberini oluşturur. Duyu organlarıyla algılanması mümkün maddi dünyası bile tam anlamıyla kavranabilmiş değildir. Bugün birçok bilim dalı - tıp ve anatomi gibi- onun mükemmel maddi dünyasının karanlıkta kalan yanlarını aydınlatmak için çaba sartetmektedir.
Varlığını davranışlarla belgeleyen manevi dünya ise, maddi dünyaya nazaran daha çok sisler içindedir.
Bu noktada davranışlarla ilgili karşımıza iki temel kaynak çıkıyor. Yani insan davranışlarının iki temel kaynağı vardır: Maddi ve manevi dünya! Bu arada, davranış gösterirken onun iç ve dış faktörlerin tesirinde kalabileceğini de belirtmek gerekir.
Ortalama insanın soyut bilgi ve dürtülerle dolu manevi dünyası oldukça zengindir. Kolay girilemeyen manevi dünyanın sınırları maddi dünyaya göre oldukça geniştir. Bu genişlik ve kolay girilememe, insanı anlamayı daha da zorlaştırıyor.
Öyleyse soruyu yeniden sormakta fayda var: İnsan kendi ve başkaları hakkında her şeyi bilebilir mi? Ya da kendi hakkında bilmediği, ama başkalarının bildiği şeyler olabilir mi? İnsanı tanıma ve anlamanın sınırları nedir?
Bu sorulara cevap ararken, karşınıza girmeniz gereken bir pencere çıkıyor: ' Johari Penceresi!..’
Neden mi? Çünkü insanları anlamak zorundasınız. Çünkü insan, yönetmekte zorluk çekeceğiniz temel unsurdur.
İnsanları anlamaya çalışırken, onlar hakkında bilmeniz gereken temel gerçeklerin farkında olmalısınız. Bunu yaparken, anlamanın sınırlarını bilmek gerekir. Bir insanı bütünüyle anlayabilir misiniz? İşte bu sorunun cevabını Johari Penceresi veriyor:
Açık bölge, ilişkiler açısından pencerenin en avantajlı bölgesidir. Çünkü bu bölge, fert hakkında hem kendisinin, hem de başkalarının bildiği şeyleri ifade eder. Adı, soyadı gibi.
Karanlık bölge (Bilinmeyen Alan) ise ilişkilere yansımayan bir bölgedir. Şartlar tahakkuk ettiğinde ortaya çıkacak ferdi özellikleri saklar.
Yarı açık bölge (Kör Alan) , ferdin kendisi hakkında bilmediği, başkalarının bildiği hususları kapsar. Ağzının koktuğundan haberi olmayan bir insanın bu durumu başkaları tarafından bilinebilir.
Yarı karanlık bölgede (Gizli Alan) ise, sadece ferdin bildiği, başkalarının bilmediği bilgiler bulunur. Sırlar bölgesidir.
Yönetici açısından tek problemli ve çözüldüğü zaman da fayda sağlayan bölgedir. Fakat ne derece ilerleme kaydedilirse kaydedilsen, yarı karanlık bölgenin tam anlamıyla aydınlatılması mümkün değildir. Çünkü ferdin kendisine özel sırları her zaman var olacaktır. Bu insan olmanın da bir gereğidir.
Ferdin yarı karanlık bölgesine nüfuz edebildiğiniz ölçüde, onu daha iyi tanır ve yönlendirirsiniz. Bu bölgenin karanlık kısımları aydınlanmaya başladığında, daha önce tanıdığınız insandan farklı bir insanla karşılaşabilirsiniz. Çoğu zaman, herhangi bir insandan beklemediğiniz bir davranışla karşılaştığınız zaman, şaşırmanızın sebebi budur. Fert, yarı karanlık bölgesinin tesiriyle bir davranış göstermiş, onu açık ve yarı açık tarafıyla tanıdığınız için, gösterdiği davranışı beklenmedik olarak nitelemişsinizdir. Oysa her davranışın bir nedeni vardır. Bu davranışın nedeni de yarı karanlık bölgede saklıdır...
Johari penceresi’nin mesajı şudur: "Benden içeri girmek ve özellikle yarı karanlık bölgeme doğru hareket etmek zorundasınız; yoksa elemanlarınızı anlamada bir hayli güçlüklerle karşılaşacak, onları anlayamadığınız için beklentilerine cevap veremiyecek, herhangi bir amaç doğrultusunda motive edecek faktörleri tam tayin edemiyecek ve onları yönetmekte başarısızlığa uğrayabileceksiniz."İletişimde yapıcı geribildirimde bulunmak için:
—Geribildirimi, danışanın kişiliğine değil davranışına yoğunlaştırın
—Geribildirimde bulunurken gözlediğiniz davranışlar neyse onlar üzerinde durun gözlediklerinizden çıkardığınız anlamlar üzerinde değil
—Geribildirimi tanımlara dayandırın yargılara değil
—Davranışı tanımlarken “ya hep ya hiç” yerine “aşağı yukarı” yaklaşımını kullanın
—Geribildirimi “şimdi ve burada” olup biten davranışlara yoğunlaştırın, geçmişteki davranışlar üzerine değil
—Bilgi ve görüşlerinizi paylaşın, tavsiyelerde bulunmaya kalkmayın
—Kişileri etki altına almaya çalışmayın
—Kişinin yapabileceği davranışlar üzerinde durun
—Seçeneklerin araştırılmasına yoğunlaşın, yanıtlara veya hazır çözümlere değil
—Geribildirimi, danışanın alabileceği ve yararlanabileceği miktarla sınırlayın, göndericinin verebileceği miktarla değil .
—Geribildirimi uygun zaman ve yerde verin
—Geribildirimde bulunurken ne söylendiğinin üzerinde durun, neden söylendiğinin değil.
Zirveye Götüren Yol: Yönetim, S. 82-84.
Yard. Doç. Dr. Nurullah Genç </BLOCKQUOTE>
Bu pencereden, insanları daha iyi tanımak ve anlamak için gireceksiniz. Oysa insanları bütün yönleriyle tanımak kolay değildir.
İnsanları bütün yönleriyle anlamak mümkün müdür? Sorulması gereken asıl soru belki de şudur: İnsan kendisini bütün yönleriyle anlayabilir mi ki, başkalarını da anlayabilsin ?
Bir radyoyu en küçük parçalarına değin ayırıp analiz edebilirsiniz. Ya bir insanı? Onu parçalarına ayırıp da teferruatıyla anlayabilir misiniz?
İnsanın da mekanik varlıklar gibi tek, gözle görülür, bütün faaliyetleriyle müşahade edilir bir dünyası vardır, diyebilir misiniz? Basit insani bir akıl bile bu hükmü kabullenemez. Çünkü insan iki dünyadan, maddi ve manevi dünyalardan mürekkep nev’i şahsına münhasır bir varlıktır.
Bu iki dünya onun bütün davranışlarının çemberini oluşturur. Duyu organlarıyla algılanması mümkün maddi dünyası bile tam anlamıyla kavranabilmiş değildir. Bugün birçok bilim dalı - tıp ve anatomi gibi- onun mükemmel maddi dünyasının karanlıkta kalan yanlarını aydınlatmak için çaba sartetmektedir.
Varlığını davranışlarla belgeleyen manevi dünya ise, maddi dünyaya nazaran daha çok sisler içindedir.
Bu noktada davranışlarla ilgili karşımıza iki temel kaynak çıkıyor. Yani insan davranışlarının iki temel kaynağı vardır: Maddi ve manevi dünya! Bu arada, davranış gösterirken onun iç ve dış faktörlerin tesirinde kalabileceğini de belirtmek gerekir.
Ortalama insanın soyut bilgi ve dürtülerle dolu manevi dünyası oldukça zengindir. Kolay girilemeyen manevi dünyanın sınırları maddi dünyaya göre oldukça geniştir. Bu genişlik ve kolay girilememe, insanı anlamayı daha da zorlaştırıyor.
Öyleyse soruyu yeniden sormakta fayda var: İnsan kendi ve başkaları hakkında her şeyi bilebilir mi? Ya da kendi hakkında bilmediği, ama başkalarının bildiği şeyler olabilir mi? İnsanı tanıma ve anlamanın sınırları nedir?
Bu sorulara cevap ararken, karşınıza girmeniz gereken bir pencere çıkıyor: ' Johari Penceresi!..’
Neden mi? Çünkü insanları anlamak zorundasınız. Çünkü insan, yönetmekte zorluk çekeceğiniz temel unsurdur.
İnsanları anlamaya çalışırken, onlar hakkında bilmeniz gereken temel gerçeklerin farkında olmalısınız. Bunu yaparken, anlamanın sınırlarını bilmek gerekir. Bir insanı bütünüyle anlayabilir misiniz? İşte bu sorunun cevabını Johari Penceresi veriyor:
Açık bölge, ilişkiler açısından pencerenin en avantajlı bölgesidir. Çünkü bu bölge, fert hakkında hem kendisinin, hem de başkalarının bildiği şeyleri ifade eder. Adı, soyadı gibi.
Karanlık bölge (Bilinmeyen Alan) ise ilişkilere yansımayan bir bölgedir. Şartlar tahakkuk ettiğinde ortaya çıkacak ferdi özellikleri saklar.
Yarı açık bölge (Kör Alan) , ferdin kendisi hakkında bilmediği, başkalarının bildiği hususları kapsar. Ağzının koktuğundan haberi olmayan bir insanın bu durumu başkaları tarafından bilinebilir.
Yarı karanlık bölgede (Gizli Alan) ise, sadece ferdin bildiği, başkalarının bilmediği bilgiler bulunur. Sırlar bölgesidir.
Yönetici açısından tek problemli ve çözüldüğü zaman da fayda sağlayan bölgedir. Fakat ne derece ilerleme kaydedilirse kaydedilsen, yarı karanlık bölgenin tam anlamıyla aydınlatılması mümkün değildir. Çünkü ferdin kendisine özel sırları her zaman var olacaktır. Bu insan olmanın da bir gereğidir.
Ferdin yarı karanlık bölgesine nüfuz edebildiğiniz ölçüde, onu daha iyi tanır ve yönlendirirsiniz. Bu bölgenin karanlık kısımları aydınlanmaya başladığında, daha önce tanıdığınız insandan farklı bir insanla karşılaşabilirsiniz. Çoğu zaman, herhangi bir insandan beklemediğiniz bir davranışla karşılaştığınız zaman, şaşırmanızın sebebi budur. Fert, yarı karanlık bölgesinin tesiriyle bir davranış göstermiş, onu açık ve yarı açık tarafıyla tanıdığınız için, gösterdiği davranışı beklenmedik olarak nitelemişsinizdir. Oysa her davranışın bir nedeni vardır. Bu davranışın nedeni de yarı karanlık bölgede saklıdır...
Johari penceresi’nin mesajı şudur: "Benden içeri girmek ve özellikle yarı karanlık bölgeme doğru hareket etmek zorundasınız; yoksa elemanlarınızı anlamada bir hayli güçlüklerle karşılaşacak, onları anlayamadığınız için beklentilerine cevap veremiyecek, herhangi bir amaç doğrultusunda motive edecek faktörleri tam tayin edemiyecek ve onları yönetmekte başarısızlığa uğrayabileceksiniz."İletişimde yapıcı geribildirimde bulunmak için:
—Geribildirimi, danışanın kişiliğine değil davranışına yoğunlaştırın
—Geribildirimde bulunurken gözlediğiniz davranışlar neyse onlar üzerinde durun gözlediklerinizden çıkardığınız anlamlar üzerinde değil
—Geribildirimi tanımlara dayandırın yargılara değil
—Davranışı tanımlarken “ya hep ya hiç” yerine “aşağı yukarı” yaklaşımını kullanın
—Geribildirimi “şimdi ve burada” olup biten davranışlara yoğunlaştırın, geçmişteki davranışlar üzerine değil
—Bilgi ve görüşlerinizi paylaşın, tavsiyelerde bulunmaya kalkmayın
—Kişileri etki altına almaya çalışmayın
—Kişinin yapabileceği davranışlar üzerinde durun
—Seçeneklerin araştırılmasına yoğunlaşın, yanıtlara veya hazır çözümlere değil
—Geribildirimi, danışanın alabileceği ve yararlanabileceği miktarla sınırlayın, göndericinin verebileceği miktarla değil .
—Geribildirimi uygun zaman ve yerde verin
—Geribildirimde bulunurken ne söylendiğinin üzerinde durun, neden söylendiğinin değil.
Zirveye Götüren Yol: Yönetim, S. 82-84.
Yard. Doç. Dr. Nurullah Genç </BLOCKQUOTE>
Similar topics
» kendini kendini bayıltmak isteyen varmı?
» Göster kendini
» kendini sulayan bitki şaşırttı
» Kendini suda gören geyik
» Göster kendini
» kendini sulayan bitki şaşırttı
» Kendini suda gören geyik
Forumbook :: Eğlence :: Tuhaf Bilgiler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz