Forumbook
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ahmet Yesevi

Aşağa gitmek

Ahmet Yesevi  Empty Ahmet Yesevi

Mesaj tarafından zikzak Ptsi 27 Ara. 2010, 20:13

İslâmiyet'i benimseyen Türk'ler, Ahmet Yesevi sayesinde Türk - İslâm sentezine dayanan yeni bir kültür sahibi olmuşlar, sosyal nizamları ile devlet ve dünya görüşlerine bu kültür ile yeni bir şekil vermişlerdir.

Tam adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi'dir. Babası Hace İbrahim Şeyh ve manevi babası Arslan Baba'nın ölümlerinden sonra Buhara ve Semerkant'ta Şeyh Yusuf Hemedani'nin yanında eğitimini tamamladı. Yusuf Hemedani'nin Melameti-Kalenderi şeyhi olduğu iddia edilir. Zaten Yesevi'nin Fakrname eserinde adları geçen Şakik-i Belhi, Ahmed-i Cami-i Namıki ve Kutbu'd-din Haydar gibi önemli şahsiyetlerin Melameti-Kalenderi çevrelere mensup oldukları da kaynakların verdiği bilgilerdir.Hatta bu müridlerden Kutbu'd-din Haydar, 12. yüzyıldan itibaren Kalenderiliğin en yaygın ve faal kolunu oluşturan Haydariliğin kurucusudur.

Anadolu'ya hiç gelmemiş olmasına rağmen Anadolu'da da tanınan ve sevilen Ahmet Yesevi, yaygın olan kanaate göre, Mevlânâ, Yunus Emre, Lokman Perende ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi Anadolu ekollerini etkilemiştir.

Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet adıyla yüzyıllar sonra derlenecek olan Hikmetleri aracılığıyla Türklere İslam'ı kolaylaştırarak benimsetmiştir. Bunun için İslam inancını, Türk gelenek, inanç ve yaşam tarzı ile uygun biçimde sentezleme yolunu seçmiştir. Üstelik bu yolu seçen kimi din alimleri sapkınlıkla ve dinden çıkmakla suçlanmasına rağmen Yesevi başarıyla yolunu (tarikatını) kurmuş ve geliştirebilmiştir. Eski Türk inanışlarından, adetlerinden bir kısmını İslam dininin içine dahil ederek, dinlerini yeni değiştirmiş olan Türk topluluklarına dinin özünü yani felsefi yönünü tanıtmıştır.
Türkistan Türklerinin İslam’ı kitleler halinde kabul etmeye başladığı 10. yüzyıl, Türk dünyası için tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Bu yüzyıldan itibaren Türkler, kendilerine özgü bir İslamiyet anlayışını benimsemişler, günümüz de dahil olmak üzere, Türklerin sosyal yaşayışları da, kurdukları devletler de, ne eski Türklerinkine, ne de Araplarınkilere benzememiştir.
Yesevi, Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilmesine rağmen eserlerini Türkçe'de vermiştir.

Ahmet Yesevi'nin müridleri ve takipçileri ölümünden önce ve ölümünün sonrasında, 12.yy ortalarından itibaren diğer bölgeler gibi Anadolu'ya da gelerek görüşlerini yaymaya devam ettiler.

Ahmet Yesevi'nin ölümünün ardından irşad alan halifeler sırasıyla şöyledir: Mansur Ata, Abdülmelik Ata, Süleyman Hakim Ata, Tac Hoca, Zengi Ata.

Evliya Çelebi’nin Seyahatname'sinde tespit ettiği Yesevi dervişlerinden bazıları şöyledir: Rumeli'de Sarı Saltuk, Deliorman'da Demirci Baba, Niyazabad'da Avşar Baba, Merzifon’da Pir Dede, Bulgaristan Varna-Batova'da Akyazılı, Bursa'da Geyikli Baba, Abdal Musa, İstanbul Unkapanı'nda Horos Dede, Yozgat'ta Emir Çin Osman, Tokat’ta Gaj-Gaj Dede, Zile’de Şeyh Nusret, Nevşehir'de Hacı Bektaş-ı Veli, Amasya’da İlyas Baba.

Türbesi, Kazakistan'ın güneyindeki Türkistan kentinde 1389 ile 1405 yılları arasında Timurlenk tarafından yapıldı. 2002 yılında UNESCO tarafından dünya tarih eseri olarak kabul gördü. Ahmet Yesevi'nin türbesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından yeniden tamir edilmiştir.

Türk'lerin İslâmiyeti anlama ve algılama noktasında YESEVÎ bir ekoldür. Bu açıdan bakıldığında Yesevî, tüm Türk dünyası için çok önemli bir konuma sahiptir. Kendini tanıma umdesi, kültürünü, dilini, tarihini ve dinini tanımak Yesevî düşüncesinin özüdür.

Büyük şair Kemal Beyatlı'nın "Ahmet Yesevî kim? bir araştırın, göreceksiniz, bizim milliyetimizi asıl onda bulacaksınız. " demektedir.

Yesevî'nin din anlayışı
Şamanizm, sadece Türklerin değil, Asya'nın birçok halklarının ortak inanç sistemidir. Dolayısı ile Şamanizm'i Türklerin ulusal dini olarak kabul etmek yanlıştır.

Göktürk kitabelerinde, Atalarımızın, bir din anlayışı bulunduğu açıklaması vardır. Bu din, yeri, göğü ve insanı yani bütün varlıkları yaratan ve yöneten "Bir Tanrı" anlayışıdır. Belki de çok daha eskilerden, derinlerden gelen Şamanizm inançları "Bir Tanrı" veya "Gök Tanrı" dini ile birlikte yaşamaya devam etmiştir. Oğuz Han'ın "Tanrının Birliği" sözünü temel alan bir anlayışın yayıcısı olduğu görüşü de konuya daha açıklık kazandırır.

Bilinen bir gerçektir ki, bir toplumun kabul ettiği yeni bir din, eski inançları tümüyle ortadan kaldıramaz. Eski inançlar çok defa yeni inancın kisvesi altında yaşamaya devam ederler. Bu manada Şamanizm'in Türklere ait topluluklarda devam ettiğini görebiliyoruz. Meselâ, ataların ruhlarına evliya kudreti, ağaçlara evliya adı verilerek Şamanizm, İslâmî bir kavramla yeniden ifade edilmiştir.

Bugün, büyük çoğunluğu Müslüman olan Dünya Türklüğünün İslâmi anlayışında binlerce yıllık geçmişlerini görmekteyiz. Bu hal, İslâm'ın ana ilkelerinden sapma anlamına gelmemektedir. Söylemeliyiz ki, milletimiz, küçük bir kesim hariç, İslâm'ı doğru anlamış ve doğru uygulamıştır. Bugün, Müslüman milletler içinde en samimi dinî hayatın milletimizce yaşandığı bir gerçektir.

Ahmet Yesevî, eski Türk inanışlarının kalıntılarını İslâmiyet ile uzlaştırmaya çalışan ve dolayısı ile kitaplı dinin, yani İslâmın emirlerini tam yerine getiremeyen yeni Müslüman olmuş insanlara, İslâmın sıcak, samimi, hoşgörülü, insan ve Tanrı sevgisine dayalı, gerçek yüzünü tanıttı.

Ahmet Yesevî, içinde yaşadığı dönemin Türk toplumunun, bozkırlarda at koşturan yarı göçebe insanlar olduklarını, kadın - erkek, genç - ihtiyar, hareketli, kendi gelenek ve göreneklerini diri tutma yolunda başarılı ve mücadele ile geçen bir hayatın içinde olduklarını çok iyi biliyordu. Yesevî, bu insanlara fıkıh kuralları içinde, Arap - Acem kültür etkileri ile boğulmuş karma karışık bir İslâm yerine, samimi ve sarsılmaz bir iman anlayışını telkin eden dinî ve ahlâki kuralları, kendisi Arapça ve Farsça'yı çok iyi bildiği halde, kendi dilleri ile ve daha da önemlisi, onların seviyesinde bir söylem tarzı ile sunmanın, başarının temeli olacağını, görmüş ve uygulamıştır. Onun için de Türk Boyları'nın halk edebiyatından alınmış şekillerle insanlar arasında dostluğu, sevgiyi, dayanışmayı, dünyayı Allah ve insan sevgisi ile kucaklamayı öğretmiştir.

Büyük Türk mutasavvıfı Ahmet Yesevî, Türk dünyasının yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden ve Türklüğün sembol isimlerinden biridir.
zikzak
zikzak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye

Mesaj Sayısı : 1477
Kayıt tarihi : 24/09/09
Yaş : 33

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz