Forumbook
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Edebi Akımlar 1

Aşağa gitmek

Edebi Akımlar 1 Empty Edebi Akımlar 1

Mesaj tarafından Juano - Cuma 11 Haz. 2010, 00:54

1. REALİZM (Gerçekçilik)

Bir estetik kavram olarak 19. yüzyıl ortalarında Fransa’da ortaya çıkmıştır. Nasıl ki romantizm klasizme bir başkaldırı niteliğinde ise gerçekçilik yani realizm, hem klasizme hem de romantizme bir başkaldırıdır. Amaç, sanatı klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak, çağdaş eserler üretmek ve konularını öncelikle yüksek sınıflar ve temalarla ilgili değil, toplumsal sınıflar ve temalar arasından seçmekti. Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve edebi eserlerin bir bilim adamının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış açısıyla ortaya konmasıdır.

Örneğin, realizmin iki güçlü temsilcisi Gustave Flaubert’in Madame Bovary adlı romanı ile Emile Zola’nın Nana adlı romanında cinsellik ve şiddet edebi bir mikroskop altında incelenerek olanca çıplaklığıyla ortaya konulmuştur. Realizm felsefesinin altında güçlü bir felsefi belirlenimcilik yatar. Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola’nın yanısıra Honore de Balzac, Stendhal, Rusya’da Lev Tolstoy, Ivan Turgenyev, Fyodor Dostoyevski, İngiltere’de Charles Dickens ve Anthony Trollope, Amerika’da Theodore Dreiser, İrlanda'da James Joyce realizmin önemli temsilcileridir. Realizm, 20. yüzyıl romanının gelişimini de önemli ölçüde etkilemiştir

Realizmin etkisini, Türk edebiyatında Samipaşazade Sezai'nin "Sergüzeşt", Recaizade Mahmut Ekrem'in "Araba Sevdası" adlı romanlarında görürüz. Nabizade Nazım'ın "Karabibik" adlı romanı köy gerçeğini anlatır. Türk edebiyatında realizm, Servet-i Fünun döneminde görülmektedir. Halit Ziya Uşaklıgil'in "Mai ve Siyah" adlı eserinde realizm romantizme üstünlük sağlar.


Juano -
Juano -
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye

Mesaj Sayısı : 381
Kayıt tarihi : 10/06/10
Yaş : 33
Nerden : AntaLya

http://cezafan.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Edebi Akımlar 1 Empty Geri: Edebi Akımlar 1

Mesaj tarafından Juano - Cuma 11 Haz. 2010, 01:08

20. Yüzyıl Yazın Akımları

KÜBİZM


20. yüzyılın başında Fransa'da ortaya çıkan bir resim akımıdır. Sonradan yazın alanında, özellikle şairler, ressam Picasso'nun da etkisiyle bir anlayış geliştirmişlerdir.

Buna göre kübist şair, dış dünyayı izleyip olup bitenleri iyi saptamak zorundadır. Onlara göre dünyadaki küçük olayları ve anlamları yakalamak gerekir. "Söylenmemiş olanı", "görülmemiş olanı" gün ışığına çıkarmak, aklın değil düş gücünün yapacağı iştir.

Kübizm, biçimsel anlatım olarak düzenlilikten uzaklaşıp her türlü yeniliğe açık
olmuş, noktalama imlerini kaldırmıştır.

Apollinaire (1880-1918 ), Max Jacob (1876-1944) bu akıma örnek olarak gösterilebilir.
Juano -
Juano -
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye

Mesaj Sayısı : 381
Kayıt tarihi : 10/06/10
Yaş : 33
Nerden : AntaLya

http://cezafan.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Edebi Akımlar 1 Empty Geri: Edebi Akımlar 1

Mesaj tarafından Juano - Cuma 11 Haz. 2010, 01:09

1. POST-MODERNİZM

Post-modernizm 1960 sonrası Amerika'da ortaya çıkmış bir akımdır. Düşünce olarak mimaride, plastik sanatlarda ve yazın alanında etkili olmuştur. Yaşam biçimi olarak da benimsenen post-modernizm, modernizm sonrası, ona ek olarak ele alınır. Varlığını modernizme borçludur. Ancak modernizme karşı çıkış değildir. Modernizmin bir sonraki sürecidir. Zaten "post" sözcüğü de "ek, sonra" anlamına gelir. Bu nedenle modernizmle zıt düşmesi ya da modernizm yanlısı olması söz konusu değildir. Yine de modernizmden ayrı düşünülmesi yanlış olur.

Yaşam biçimi olarak benimsenmesi tartışılacak birçok yanı beraberinde getirmiştir. Örneğin Türkiye ve Türkiye gibi modernizmi tam olarak yaşayamamış ülkelerde modernizm sonrasının yaşanılmaya çalışılması ya da yaşanılıyor sanılması büyük bir yanılgı olur. Erinç (1995, s. 139)'in deyişiyle "bir haftadan beri yıkanmamış vücuda old spice sürmek" gibi tanımlanır. Bu durum modern olamadan post-modern olma çabasıdır ki anlamlı değildir.

"Bir post-modern sanatçıyı isyankâr gösteren, onun esaretidir. Yaşanılmakta olan dünyayı eleştirebilecek, modernizm karmaşasını ve zıtlıklarını yakalayabilmek edinimleri ve bunları yansıtışıdır."

Post-modern Yazın

Post-modern yazın modern anlayıştan farklı olarak öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. Buna göre tür ayrımı ortadan kalkmıştır. Modern yapıtta yorumlanabilirlik sınırlandırıldığı halde, post-modern yapıtta okuyucu, okuduğu sırada metni yeniden yazma durumuna geçer. Modernlikte yapıt anlamlılık taşımaktayken, post-modern yapıt söz söyleme sanatıyla (retorik) bezenmiştir. Dil oyunlarına geniş yer verme ve zaman-yer bütünlüğünden uzaklaşma görülür.

Post-modern yazında konu bağlarında geriye dönüşler vardır. Daha önce yazılmış metinlerden yola çıkarak yeni metinler üretilir. Hem sorgulama, hem de yanıt arama bir arada görülür.

Roland Gerard Borthes (1915-1980) ve James Joyce (1882-1941)'un yanı sıra Türk yazınından Orhan Pamuk, Bilge Karasu da post-modern olarak nitelendirilen yazarlardan sayılırlar.


Juano -
Juano -
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye

Mesaj Sayısı : 381
Kayıt tarihi : 10/06/10
Yaş : 33
Nerden : AntaLya

http://cezafan.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Edebi Akımlar 1 Empty Geri: Edebi Akımlar 1

Mesaj tarafından Juano - Cuma 11 Haz. 2010, 01:09

1. Post-modernizm kelimesi



Post-modernizmdeki post eki sonra anlamına gelmekle birlikte modernizmden devam eden, ondan kaynaklanan ve onun sorunsallaştırılması ve aşılmaya çalışılması anlamlarına gelir. Post-modernizm, söylemlerinde görülen aşırılıklara rağmen bir çağın kapanıp başka bir çağın açılması anlamında bir kopuşu ifade etmez. Burada modernizmle paradoksal bir ilişki söz konusudur. Modernizmin kendi içinde varılan sınırların sonrası, o sınırlardan itibaren geriye dönük bir kökten sorunsallaştırma girişimi ve yeniden değerlendirme çabası olarak belirtilebilir.

Arnold Toynbee Bir Tarih İncelemesi (1939) adlı eserinde modern dönemin 1. Dünya Savaşı'yla sona erdiğini, bundan sonraki dönemin post-modern dönem olduğunu ileri sürerek ilk kez post-modern terimini kullanmıştır. Yine 1934 yılında Amerika'da yayınlanan bir şiir antolojisinde post-modern sözcüğü yer almıştır. 1950'lerde modernizmdeki hemen tüm olgulara bir tepki olarak ortaya çıkıp mimarlık, sanat, politika, eğitim, toplum gibi çok farklı alanda kendinden iyice söz ettirmeye başlayan post-modernizm 1980'lerin başlarında yaygın olarak kullanılan bir kavram olmuştur.

Post-modernizm; belli bir anlamda belli bir ideolojiyi ya da öğretiyi hedeflemez. Bazı post-modern teorisyenlerin özellikle belli başlı ideolojilerle polemik halinde olması bunu yadsımaz. Post öneki burada, bir sonralık anlamına geldiği kadar, ötesi anlamına da gelir ve bu bağlamda tartışmalar belli bir ideoloji hakkında değil de daha çok ve asıl olarak, ideolojinin ideoloji olmak lığı hakkında yürütülür. Belli bir öğreti ya da felsefi fikir değil asıl olarak bütün öğretilerin ve felsefi sistemlerin üzerinde durduğu kuramsal zemin sorunsallaştırılır. Bu anlamda modernleşme projesinin ve hatta Batı felsefesi ya da Batı düşüncesi denilen düşünce yapısının başlangıcından itibaren genel geçerliliğe sahip olan Hümanizm, özgürlük, kurtuluş, evrensellik, bilim ve akıl gibi nosyonlar da sorunsallaştırılır ve yerlerinden edilir.

Post-modernizmin, ekonomik ve toplumsal koşullar anlamında başlangıcı ve kaynakları II. Dünya Savaşı sonrasında bulunabilir. Düşünsel temelleri ise karmaşık bir şekilde çok daha öncelere uzanmaktadır, ama yine de bir belirleme yapmak gerekirse Nietzsche ve sonrasında post-modernizmin düşünsel kavram ve kategorilerinin ipuçlarını bulabiliriz.

Wikipedia


Juano -
Juano -
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye

Mesaj Sayısı : 381
Kayıt tarihi : 10/06/10
Yaş : 33
Nerden : AntaLya

http://cezafan.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz